Tören tam not aldı

Oscarlar uzun zamandır ilk defa herkesi memnun etmeyi başardı.

Hem ödülleri gerçekten hak edenler kazandı denildi, hem ödüllerde son zamanların en önemli konularından çeşitlilik ve kapsayıcılık ön plandaydı.

Sonuç, Akademi uzun yıllardır eleştirildiği konularda bir iç değerlendirme yapıp kararlarını yeniden gözden geçirerek daha geniş bir kitleye hitap etti.

Peki ama ödül töreninde her şey harika mıydı?

Tabii ki hayır.

Al Pacino’nun en iyi film adaylarını anons etmeden direkt en iyi filmi açıklamasından Robert Downey Jr’ın ödülü almak üzere sahneye çıktığında ödülü sunan Ke Huy Quan’ı yok saymasına kadar birçok aksilik oldu.

Bu yıl törene katılanlar Gazze’de ateşkes için yakalarına bir iğne taktı, her ne kadar son derece geç atılmış bir adım da olsa yine de olumluydu.

Ancak gecede olumsuzluklar da vardı, sunucu Jimmy Kimmel’ın esprileri zaman zaman çok kişisel ve can acıtıydı.

Bu kadarına gerçekten gerek var mıydı?

Bir fotoğraf krizi

Liderlerin ve ailelerinin sağlık durumları hakkında bilgi vermemeyi tercih etmesi aslında şaşırtıcı bir durum değil.

Çok yakın zamanda ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da kanser tedavisi gördüğünü, tedavisinin zorlu dönemi tamamlandıktan sonra açıklamak zorunda kalmıştı.

Elbette güç figürlerinin sağlık sıkıntılarını kendilerine saklamak istemeleri, hiçbir zayıflık göstermeye tahammülü olmayan İngiliz Kraliyet ailesi için de olağan bir durum.

Ancak 10 Mart’ta Birleşik Krallık’ta Anneler Günü kutlanırken, Kensington Sarayı, Galler Prensesi Kate ve çocukları Prens George, Prenses Charlotte ve Prens Louis’nin bir fotoğrafını paylaştı.

Fotoğrafı da Galler Prensi William’ın Windsor’da o hafta çektiğini de not ederek.

İşte bunun üzerine daha ilk dakikadan fotoğraf ışığından başlayarak, nelerin tutmadığına birçok spekülasyon yapıldı.

Tabii bu söylentiler arasında Kate’in parmağında Diana’dan hatıra, evlilik yüzüğünün olmamasının da altı çizildi.

Bir süredir sağlığı hakkında spekülasyon yapılan Kate’in fotoğrafının paylaşılmasıyla, hakkındaki söylentilerin sonlanması hedefleniyordu aslında.

Ancak bu fotoğraf daha fazla tartışmaya yol açtı.

Derken akşam saatlerde Reuters, Associated Press, AFP ve Getty gibi ajanslar fotoğrafın üzerinde oynamalar yapıldığı gerekçesiyle fotoğrafları sistemlerinden sildi ve abonelere bilgi notu geçti.

Bunun üzerine dün sabah Kensington Sarayı, Kate’in ağzından yapılmış bir açıklama yayımladı sosyal medya hesaplarında.

Kısaca şöyle diyor: “Her amatör fotoğrafçı gibi ben de fotoğraf editlemekle ilgileniyorum”.

Karışıklık için Kate bizzat özür diliyor ve Anneler Günü dileklerini paylaşıyor.

Fotoğrafın resmi bir kraliyet fotoğrafçısı tarafından çekilmediğinin ve bir aile fotoğrafı olduğunun da altını çiziyor.

Kate, sadece Birleşik Krallık’ta değil, tüm dünyada sevilen bir popüler figür aynı zamanda.

Elbette 15 gün hastanede kaldığı, daha sonra da aylarca dinlenmesi gerektiği açıklandığı ameliyat sonrası sağlık durumunun merak edilmesi anlaşılır.

Hastaneye giriş çıkışta da dahil olmak üzere hiç fotoğrafı çekilememiş olması da bu merakı daha da artırıyor.

Ama burada asıl tuhaf olan, teknolojinin bu kadar ilerlediği, artık yapay zekâ ile videoların, konuşmaların orijinal olup olmadığının anlaşılamadığı bir dönemde İngiliz Kraliyet Ailesi’nin iletişim ekibinin bu kadar amatörce yapılan bir fotoğraf hilesinin profesyoneller tarafından anlaşılamayacağını düşünmesi.

Evet, belki halk ilk bakışta fotoğraftaki hataları görmeyebilir, ama Kensington Sarayı’nın resmi hesabından paylaşılan bir fotoğraf her ne kadar aile fotoğrafı da olsa, Birleşik Krallık’ın yakın zamanda tahta geçmesi beklenen kral adayı William tarafından çekilmiş de olsa, biraz daha dikkatli olmak gerekmiyor mu?

En azından böyle bir iletişim krizi yaşamamak için…

İşte bu, elbette hâlâ iyileşme döneminde olan Kate ya da Kral Charles’ın ve Kate’in aynı dönemde sağlık sorunları yaşamasıyla görevleri daha da artan William’ın hatası değil.

Ancak belli ki büyük bir iletişim kazası bu.

Bu kadar krize neden olan bu hata yanlışlıkla mı yapılmış, yoksa yanlışlıkla yapılamayacak kadar basit mi, işte asıl soru o aslında.